Susam, tarih boyunca tohumları için yetiştirilen ve yağı çıkarılan ilk bitkilerden biri. Bugün Orta Doğu ülkelerindeki ekmeğe susam koyma geleneğinin kökeni eski Mısırlılara ve Babillilere dayanıyor. Türkiye’de yapılan kazılarda M.Ö. 900’lü yıllarda susamın yağının çıkarılmakta olduğuna dair bulgulara rastlanmış. Orta Doğu’da hemen tüm mutfaklarda başrollerden birine sahip tahinin de ana maddesi susam.
Susam aşırı sıcak ve susuzluk gibi zorlu koşullara dayanıklı bir bitki. Fazla ürün yetiştirilemeyen çöl kenarlarında bile yetişebiliyor. Çiğ haldeki tohumlarından çıkarılan, çoklu doymamış yağ asitleri açısından zengin yağı yemeklerde kullanmak için ideal. Ancak pişirme için kullanılmaya uygun olan susam yağı, Asyalıların kullandığı susam yağı ile karıştırılmamalı. Uzakdoğu mutfağında bolca kullanılan susam yağı kavrulmuş susamdan elde ediliyor. Kavurma işlemi susam taneciklerinin sevilen fındıksı aromasını güçlendirse de yağı ısıya dayanıksız hale getiriyor. Dolayısıyla Uzakdoğuluların susam yağı ısıyı görünce kolay yanabileceğinden yemek pişirmek için elverişli değil. Daha çok pişmiş yemeklere aroma kazandırmak için sonradan eklenmesi uygun.
Tropik bir bitkinin tohumları olan susam tanecikleri türüne göre beyaz, sarı, kırmızı, kahve ya da siyah renklerde olabilir. En yaygın olan tür beyaz susamdır. Küçük, yassı ve oval biçimdeki tanecikler yağ içeriğinden ötürü parlak ve yumuşak görünüme sahiptir.